İslami finans, bugünün uluslararası finansal piyasalarında artık gayet geniş
bir kabul görüyor. Hızla büyüyerek 2 trilyon doların üzerine çıkan hacmiyle
coğrafi olarak tüm kıtalara yayılıyor. Yeni işlemler ve eşsiz deneyimler
doğarken, sektör parlak yeteneklerle de doluyor.
Ancak bu hızlı büyümenin sonucu olarak İslami finansın ne olduğu ve ne amaç
taşıdığı da unutulma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu tehlike sadece genel kamuoyu
ve İslami finans müşterilerini ilgilendiren bir konu değil, bizzat İslami finans
sektörünün bir sorunu.
izninizle İslami finansın temel özelliklerini hatırlatmak ve hızlı büyümesine
olanak sağlayan arka planını anlatmak isterim.
Paylaşma Ekonomisi: Risk ve kazanç her ekonominin vazgeçilmez unsurudur.
Ancak ideai risk ve kazanç seviyesini oluşturmak -ki eğer böylesi bir denge
varsa, çok güçtür. Sadece kazancı paylaşmayı düşünenlerin yarattığı boşluk
aslında riske tekabül etmektedir ve ekonomi üzerinde bir yüktür. Başka bir
ifadeyle, kazanca odaklanmış bir ekonominin doğası gereği risklerin adil olmayan
şekilde dağıldığı dengesizlik oluşturur. Bir diğer yandan risklerin paylaşımı ve
kazanç ise ekonominin daha güçlü ve dirençli olur. derinleşerek genişler ve
içsel olarak dengesizlikleri barındırmaz. Örneğin, bir islami banka mortgage ya
da araç finansmanı yaptığında riskleri ve doğal olarak kazancı da gerçekten
müşterisiyle paylaşır. İslami bankalar sahip olmadıkları şeyleri satamayacaklan
için gayrimenkul riskierini kazanç tarafına geçmeden önce paylaşmalıdır. islami
bankalar, mortgage ya da otomotiv finansı sağlamak için ev veya arabaya sahip
olmak zorunda olduklarından dolayı ilk adımda gayrimenkul riski ve sahiplik
riskini üstlenmiş olurlar. Benzer ekonomik sonuçlar, paylaşım ekonomisini
yaratır ve bankacılık aktivitesini doğrudan ree! ekonomiyle ilişkilendirir. Bu
da tüm ekonomilerin aradığı bir sonuçtur. Sonuçta İslami finansın paylaşım ruhu
doğal olarak katılımı teşvik eder.
İktifa ekonomisi: islami finans gayet regüle edilmiştir ve sınırları iyi
çizilmiş bir alanda hareket eder. İslami finans kuruluşlarının hangi alanlarda
faaliyet gösteremeyecekleri net ifadelerle belirlenmiştir. Bu ise İslami finans
için daha dar bir alanda manevra yapmayı getirmekte ancak bunun sonucu olarak da
bu sektörde herkesten daha iyi performans göstermeyi zorunlu kılan bir durum
ortaya çıkarmaktadır. Bu bazı açılardan konvansiyonel finansa! hizmetlere oranla
dezavantajlı bir durum olarak görülebilir. Bir açıdan da doğru olduğu kabul
edilebilir ancak İslami finansın da kendi açısından avantajları söz konusudur.
Bir sektörün kendini pervasız bir hırs ve sadece fırsatların peşinde koşan bir
finansaf maceracılık ortamında hareket alanının sınırlanması zor bir durumdur.
Ancak iktifanın sınırları sektörü daha güvenli yapar. İslami finansın
müşterileri de sektörün bu niteliğini bilir ve finansal getiri beklentileri de
buna göredir. Böylece İslami finans iktifayı teşvik eder ve büyüdükçe iktifanın
da yayılmasını sağlar.
Kanaat ekonomisi: İslami finans, kurucularının bu sistemin işleyeceğine olan
derin kanaatleri sayesinde hayata geçti. Sektör şimdi ise müşterilerin finansal
ihtiyaçlarına İslami bir çözümün olduğuna dair kanaatleri sayesinde büyüyor.
Bu nedenle kanaat İslami finans sektörünün ana damarıdır.
Bence islami finansın ayakta kalıp gelişmesinin sebebi paylaşma, iktifa ve
kanaat gibi temel değerlerdir. Sektör büyüdükçe kendimize bu ve diğertemel
değerleri hatırlatmalıyız. Bu bizim sistemli büyümemizi sağladığı gibi reel
ekonomiyle olan bağımızın da kopmamasını sağlar. Herkes için asıl kazan-kazan
ilişkisi reel sektördeki büyümedir, islami finans toplum ve ekonominin iyi
gidişatı üzerine pozisyon almıştır ve başarısı da müşterisinin başarısına
bağlıdır. Bu nosyona güçlü şekilde inanmaktan da gurur duyuyoruz.
• Albaraka CEO, Bahreyn